Başlarken

İnsanoğlu neolitik dönem ile birlikte hayvanları evcilleştirmenin, kap kacak üretmenin yanında yerleşim yerleri kurmaya da başladılar. Kimi düşünürler yerleşik hayata geçişin en büyük ve en önemli unsuru olan bu durumu “insanın en büyük başarısı şehir kurmaktır.” diyerek de övgüyle bahsetmiştir.

Elbette ülkemizdeki şehirlerin son halini görseler yine de aynı cümleyi sarf ederler miydi bilmiyorum. Yetersiz alt ve üst yapı, imarsız ve plansız şehirleşme, sosyal dokusu zayıflamış, siyasal katılımdan uzak hemşehriler, içinden çıkılmaz hale gelen ulaşım-trafik sorunu, çevre kirlilikleri vs vs vs

Halbuki bir Alman atasözü şehir havası insanı özgürleştirir demektedir. Peki günümüzün şehirlileri gerçekten özgür mü? Son dinin Peygamberi de insanları şehirlerde yaşamaya teşvik etmektedir. Oysa benim olduğu gibi sizin de çevrenizde köye kaçmayı düşünen tanıdıklarınız vardır. Peki insanoğlu kendi bulup geliştirdiği bu şehirleri nasıl oldu da bu denli yaşanmaz hale getirdi? Atalarından miras kalan şehirler ne oldu da son zamanlarda kaçılması gereken birer zindan muamelesi görür hale geldi?

Bu sitede hem bu sorulara cevap aramaya çalışacağız, hem de ekonomiden sanata, tarihten sosyolojiye farklı disiplinlerde “şehri” ele almaya çalışacağız. Şehirlerimizin sorunlarına, belediyecilik faaliyetlerine, şehir sakinlerinin sıkıntılarına gücümüz bilgimiz yettiğince değinmeye çalışacağız. Amacımız kişileri ya da kurumları suçlamak değil ama hataları yanlışları ve belki de eksiklikleri ortaya koyup “doğrusu nedir? Bundan sonra ne yapmalı?” yı dile getirmek.

Yazılarıyla sitemize değer katan ekip arkadaşlarıma; görüşleriyle bize şevk veren, yol gösteren, fikirleriyle ilham veren destekçilerimize teşekkürü bir borç bilirim.


Yorum bırakın